O'nun NUR'uyla BİR olursunuz... "O" her AN sizinledir. Ama insanlar içine daldıkları oyunun girdabından özü kaçırırlar... Farkındalığına biraz olsun ulaşmış ruhlar ise, bu dünyanın nasıl yaratıldığını, zihnin nasıl yarattığını yavaş yavaş görmeye başlar. Ve her an gördüğü her yaratıya şükreder, bu içten doğan bir oluştur... Yaşıyorcasına görülen bir rüyadan uyanıp, işe hazırlanırken zihin düşünmeye başlar: (şu an'ın rüya olmadığı, gerçekteyken şu an'da uykuya dalmadığım ne malum?) Banyoya gider aynaya bakarsınız, gözlerinizin aynadaki yansımasını izlersiniz. Su yüzünüzü aydınlatırken, ruhunuzu arındırırsınız... Mutfağa geçer, çay için su ısıtırken, pencereden Tanrının sizin için çizdiği tabloyu seyredalarsınız; havanın en puslu - sisli halinde bile, gökyüzündeki sonsuzluğun, siluet halindeki denizle birleşimini izlersiniz. Adaların şahitliğine ortak olduğunuz için, şükredersiniz. Çayınızı usulca yudumlarken, zamanı durdurur, hazırlanıp evden çıkarken bir gün doğumunu daha yaşattığı için yürekten şükredersiniz... Hızlı adımlarla ama sakince durağa geçerken gökyüzüyle, denizin sessiz birleşimine bir kez daha göz kırpar, gökyüzündeki martıya gülümseyip, yanınızda size her sabah eşlik eden bir sokak köpeğini seversiniz. İşe gelir, bir yandan günlük, sıradan, sıkıcı işler içinde farkındalığınızı korurken, diğer yandan AN'ı yaratarak O'ndan ruha yansıyanı "İNSAN'lara eliniz yazabildiğince, ALLAH'ın, TANRI'nın izin verdiğince sözcüklere yansıtır, Varlığındaki Yokluğunuza şükredersiniz...
Son-uç'ta herkes kendi dünyasından gördüğü Tanrı inancıyla yaşar... Bazıları Matrix'e inanır, bir başkası başka bir dünyada cehennem ve cennet olduğunu tassavvur eder, bir diğeri gördüklerinin kendi zihinsel yaratımları olduğuna inanır bir başkası zihnin ötesindeki yaratımları görür, hisseder, kabullenir, evrensel birliğin bir zerresi olduğunu bilir. Varlıktaki Yoklukta yol alır, hüzünleri ve sevinçleriyle... Bazısı ise Allah yok der, bigbang var der... Kısacası herkes kendi dünyasındaki inancını yaşar... Burda önemli olan herkesin birbirini olduğu gibi kabul edebilmesidir. Çünkü hepimiz ayrı ayrı görüntüler de ve görünürdeki inançlarda salt O'nun tekliğindeki "BİR"liğin suretiyiz...
Nihal Küçükdönmez
03.03.2011 Perşembe
0 yorum:
Yorum Gönder