BASİT AMA İÇTEN

9 Aralık 2010 Perşembe

          Ruhumun derinliğinde sorguluyorum aşkı. Yalnızlığımı, kimsesizliğimi… İçtenlik; seninle tek gece geçirmek istediğini belirten söylemde mi yoksa sadece seni tanımak istiyorum cümlesinde mi gizli?
         
         Yıllarca ikinci tümceyi duymayı bekledim. Anlamsızca, anlamsızlığımda. Durmaksızın sorguladım; ‘‘Çok şey mi istediğim Tanrım, biraz huzur, mutluluk. Başımı usulca omzuna yaslayacağım birisi.’’ Sonra düşündüm çok şey di belki istediğim, belki de yoktu öyle biri(?) Herkes oynuyordu sonuçta bu sanal dünyada ya oyuna katılırsın ya da salt izlersin çemberin dışından… Ben, hep giden birilerinin yerine oyuna eklenen günübirlik bir figüran oldum. Kendi dehlizlerimde tek başına doruğuna da çıktım sahnenin, gün geldi yıkılan dekorların altında dibi de gördüm. Dip sonsuzmuş öğrendim.
         
       Sahi nedir içtenlik? ‘‘Senin ruhunu, yüreğini tanımadan bedenine sahip olmak istiyorum’’ söylemindeki cesaret mi? Yoksa yıllar önce yaşanmış Arnavut kaldırımlı bir yolun yürüyüş sahnesindeki dostane itiraf mı; ‘‘ Yanımda yürürken o kadar tatlıydın ki dudaklarına yapışıp öpmek istedim.’’ Ve ardından eklenen son replik; ‘‘Kötü bir düşüncem yoktu.’’ Sahi kötü düşünce nedir bu arada? ‘‘Seninle sevişmek istemedim yanlış anlama!’’ mıdır acaba? Oysa basit bir cümle ‘‘senden hoşlanıyorum, etkileniyorum, seni tanımak istiyorum; seni: ruhunu, yüreğini… ’’ diyen romantik replikleri düşledim hep… Düşlerim oyunlarda boğuldu.
         
       Sonra yanlışı düşündüm, oyunun doğrularını ve yanlışlarımı. Ben bir türlü elimdeki aynı yapbozu tamamlayamıyorum. Eksik bir şey mi var bilemiyorum. Oyuncular değişse de oyun hep aynı. Ben oyunun piyon figüranı. Ardından gördüm, yanlışı aramak yanlıştı! Herkes kendi doğrularını yaşıyor bu sanal oyunda. Coşkulu kahkahalarla devleşiyorlar bazen sahnede, alaycı bakışlarla küçümsüyorlar basit repliklerini. Oysa basit ama içten ‘‘seni tanımak istiyorum’’ tümcesinde gizliydi yüreğimin kilidi…

Nihal Küçükdönmez
09.11.2007 / Cuma - 23.35

0 yorum: