Bir başlangıcı yaşayamadan sonla karşılaşmak. Öyle bir kırgınlık ki niye, kime bilmiyorsun. Kızgınlığını bile bile kabullenmezsin. Bilirsin çünkü mantığın bittiği yerde başlar öfke. Ve öfke dolu olduğun halde kabullenemezsin. Mantığının yok olduğunu görmek istemezsin. Fakat yok oluyor işte.
Sona gelmek... Başlangıcı hiçbir zaman göremeden, yaşamadan küçük mutlulukları ya da küçük yürek çarpıntılarını hissetmeden! Büyük aşkların ayrılık acılarını çekmek, büyük aşkları yaşamadan. Sonu yaşamak umarsızca, her sonun bir başlangıcı olduğunu düşleyerek ve her başlangıcı yaşayamadan yeni bir sonla karşılaşacağına bilerek...
"Her başlangıç bir sondur,
her son da bir başlangıç."
Başlarken son bulması, sona ererken de başlaması bir düş'ün... Başlarken son bulması acıdır, sona ererken de başlaması mutluluk. Ne bir başlangıç ne de bir sondur aslında acıyı ya da mutluluğu yaratan. Nedir peki insanı böylesine karalara boğan ya da bir an da dünyanın en mutlusu haline getiren? Bir son acı verecek kadar güçlü değilse, bir başlangıçta mutluluk veremiyorsa sonların veya başlangıçların önemi olmamalı o kadar! Önemli olan tek şey; insanların bir başlangıca veya sona karşı gösterdikleri direnişleridir. Gerektiğinde kendilerine karşı gösterdikleri direniş. Ama asla yüreklerine karşı değil. Çünkü yürek tek dost pusulamızdır.
Bir son ve sonun başlangıcı. Bir başlangıç ve başlangıcın sonu. Acı ve mutluluk iç içe. Anlaşılamıyor acıyla mutluluğun yeri. Mutlu olunması gereken zamanlarda, acıyı yaşamak yürekte. Bilmeden, bilinmezler içerisinde. Acının yaşanması gerektiği zamanlarda, kahkahalar patlatmak umarsızca, diğer kişilerin boş bakışları arasında. Bir son veya başlangıç değildir, acı ile mutluluğun yerini değiştiren. Yaşanılamayandır sadece, başlangıca bile gelinemeyen ve sona hiçbir zaman ulaşılamayacak olan... Korkulardır yalnızca korkular. Ve korkulardan yaşanamayacak olanlar kaçırır kendisinden bile insanı. Ve insan öyle bir kapatır ki kendini büyük gibi gözüken ufacık zindanlara, öyle bir kelepçeler ki incecik çıt desen kırılacak ortasından, keskin kılıçların yaramayacağını sanır. Artık daha fazla korkar, bir başlangıca doğru yol almaktan...
Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
08.07.1997 / Salı
0 yorum:
Yorum Gönder