Dün bir kez daha gördüm ölümün soğuk yüzünü. Karların altında, bir namazlık, saltanatta uyurken amcam…
Cenaze abrasında otururken; amcam arkada-tabutta-; babam, kuzenlerim yanımda, kendi ruhlarımda yol aldık, birbirimizden sonsuz uzaklıkta. Belki de birbirimize hiç yakın olamayışımızın yalnızlığıyla…
Ayhan’ın önünden savrulduk, iç fırtınalarımızla. Kar kanıyordu camlardan!
Şoför sabırsızca ilerlemeye çalışıyordu trafikte, diğer cenazeye yetişme telaşıyla. Artık sessiz bedenlerin nereye gömüleceği bile meçhul bu şehri İstanbul’da. Onlarca cenaze arabası, Tanrı’nın bile unuttuğu dağ başında, ruhlarından ayrılmış suskun bedenleri buz tutmuş toprağa ekmek için sırada bekliyorlardı.
Tabutlar omuzlarda dolu gidip, boş dönüyordu cenaze arabalarına. Başka suskun bedenleri doldurmak için yerine…
Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
09.02.2006 / Perşembe
0 yorum:
Yorum Gönder