KORKAK KAÇAMAK

11 Aralık 2010 Cumartesi

         Sonbaharın güze dönüştüğü gecenin ılık teninde, ilk kaçamak bakışlar kaydı kutup yıldızından ruha.

         Sözcüklerin şiirsel ezgisinde, hüzün ile umudun gelgitlerinde debelendi yürekler. Hep bir kuşkuyu içlerinde barındırarak. Acaba?

         Geçmişin tozlu raflarından kaldıramadıkları, okunmuş bir kitabı yeniden okumaktan korkuyorlardı. Benzer beylik sözcükleri duymaktan yorulmuş, her güvenin ardından hayal kırıklığına uğramış, kurmaca bir öykünün yalancı kahramanı olma niyetinde değillerdi. İnanılarak, hissederek başlanan, zamanla keşfedildikçe gerçeğin ayırtına varılan, sonucu terkedi-li-şe uzanan, dipsiz bir kuyunun karanlık girdabında boğulmaktan soluksuz kalmışlardı.

         Küçücük bir umuttu, yüreklerini yeniden ısıtan bu ılık güz akşamında. Mantık sancılı deneyimlerden set çekmeye çalışsa da akıma karşı, gözlerdeki ışıltının, yüreklerindeki sonsuz sevi’nin karşı konulamaz akışıydı, başlayan yağmurun huzurlu serinliğinde bedenlerinin sarmalanışı…

 Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
   27.11.2005 / Pazar
                22.00

0 yorum: