ROMAN

19 Aralık 2010 Pazar


            Oturmaktayım bir köşede. Birisi Ümit Yaşar’dan şiirler, mektuplar okumakta. Sağ çaprazımdaki hatun, özenle fotoğraf yerleştirmekte, kendine hediye ettiği çerçeveye. Bir tutam özlem, bir tutam hüzün, kocaman umutlar ve mutlulukla… Ve sanki hiçbiri beni görmemekte.

         Onları görüyor ve izliyorum. Ama sanki onlar çoktan geçmişin derinliklerine gömülmüşler de, ben de o derinliklerde yüzüyorum. Oysa şu anda onları yaşıyorum. Belki gelecekte bu derinliklerde yüzeceğim. Biraz özlem, biraz hüzün, yok olan umutlar ve yakalamaya çalıştığım mutlulukların ardından. Ama şu an, gelecekte yüzebileceğim bu derinliklerin tam ortasındayım.

         Sanki şu an elimde kapkalın bir roman var da, ben o romanı okumaktayım. Hatta romanın içine girmiş, roman kahramanları görünmeden sessizce bir köşeye çekilmiş, onları izleyen, konuşmalarını dinleyen, hareketlerini gözlemleyen, bir nevi onlar için hayalet bir okuyucuyum. Ve belki bir parça da bu romanın yaratıcısı, yazarıyım. Ama şu an en güzeli, elimde tuttuğum bir romanı okuyan, hatta sessizce içine dalıp, bir köşede bu romanı soluyan, romanın kahramanlarının fark edemediği okuyucu olmak. Nefes almaktan bile korkarak gözlerimin önünden, bir nehrin akışı gibi kayan satırları okumak…

         Ve kim bilir belki de birazdan, ben de o kahramanların içine dalıp, kahramanlardan, kişiliklerinden biri olacağım. Rüzgarın yelelerine tutunup savrulacağım  bu romanda.

         İşte biz insanlar bu romana ‘YAŞAM’ diyoruz!..

  Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
  21.01.2000 / Cuma
  Niğde Yurdu / 17:30

0 yorum: