SESİNİ ÖZLEDİM...

19 Aralık 2010 Pazar


Seni her öpüşümde yanaklarıma batan sakalların vardı ya, işte onları özledim. Yüzünü özledim yüzünü...

Herhangi bir okyanustan derin bakışlarını özledim. Bir salla dolaşmak vardı şimdi okyanuslardan derin bakışlarında.

Hani bana bir sarılışın vardı. Bilmem farkında mıydın? Beni değil yaşamı kucaklardın doyumsuzca. Tek bir beden olacağız sanırdım bazen. Öyle içten, öyle sıcak, öyle anlatılmaz kucaklardın beni.

Ritmini özledim. Son dansımızı hatırlar mısın? Nasıl da kavramıştın elinle belimi, diğer elin avucumun içinde. Müziği dinle diyordun, yalnızca müziği dinle.

Tartışmalarını özledim. Bilmediğin konularda öyle ahkam kesmezdin bizler gibi. Eleştiririrdin düşüncesizliklerimizi. Bilirdin cahillikten daha kötüsü olmazdı. Ancak bilimle, sanatla varolurdu yaşam.

Bazı sabahlar uyandırırdın beni. Sonra gelir benim yatağıma yatardın. Ne çok kızardım o zaman sana. Seni kaldıramadığımda yatağımdan, ben uzanırdım yanına. Saçlarını okşardım. Parmaklarımın saçlarınla dansını özledim.

Seni özledim, anlatılmaz. İfadeler nasıl da anlamsız kalıyor yokluğunda. Sözcükler boğazımda düğümleniyor.Çaresizlik ne iğrenç bir duygu. Yaşam deneyimlerden ibaretti. Fakat ben önceden de benzer deneyimler yaşamıştım. Yine de böylesine kahpe olmamıştı yaşam. Ölüm! Böylesine kahpe olmamıştı adın!

Daha kaç deneyim yaşayacağım böyle, daha beteri kaldı mı ki bu kahpeliklerin?

Nedendir bilinmez, bilinmeze doğru hızla akıyorum. Yıkılmamalıyım biliyorum dostum. Hem bunca deneyimden ders almış olmam gerekir.  "Yaşam bu boş ver" diyebilmeliyim(?!) Ama yokluğundan düğümleniyor boğazıma sözcükler - söyleyemiyorum - "yaşam bu boş ver" diyemiyorum. Ve işte dostum, ben bu noktada kayboluyorum.

Sesini özledim... Unutulmaz... Mantığımın coşkusunu yansıtan ayna gerçekliğindeki sesini... Mıhlanıp kaldı beynimde o güzel düşüncelerin. Bana dair ne varsa, senin yolundan olmadır. Bir yol çizmekteyim ben de uzun zamandan beri, senin yolunun paraleline. Sanma ki sen gittin diye yarım kalacak yolum... Evet belki çok iyi değilim şu anda. Sarsıldım ama yıkılmadım yolumda.

Oldukça saçmalıyorum belki de! Ama söylesene duyguları yansıtmaya çalışmak saçmalamak mıdır? hem de böylesi bir zamanda, yansıtamadığını bilerek.

Gerekirse yıkarım, bugüne kadar kurduğum bütün yapıları. Ne de olsa ustamsın dostum. Senden edindiğim deneyimlerle yeni inşaatlar kurarım...

Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
02.11.1998/PZT
04.11.1998/ÇRŞ

                           




0 yorum: